Amerika Birleşik Devletleri’nde bir start-up kurmak, global pazarlara açılmak ve yatırımcıların radarına girmek isteyen girişimciler için büyük bir fırsattır. Ancak, bu fırsatın yanında ciddi finansal ve yasal sorumluluklar da gelir. Özellikle Amerikan vergi sistemini doğru anlamak, bir girişimin sürdürülebilir başarısı için kritik bir adımdır.
ABD’nin vergi sistemi çok katmanlıdır. Federal düzeyde alınan vergilere ek olarak eyalet ve yerel yönetimler de farklı oranlarda vergi uygular. Dolayısıyla hangi eyalette şirket kuracağınız, vergi yükünüzü doğrudan etkiler.
Bir start-up kurucusu olarak karşılaşabileceğiniz başlıca vergi türleri şunlardır:
- Federal Gelir Vergisi: Şirketin yıllık net gelirine göre belirlenir. C-Corp ve LLC gibi farklı şirket türleri için farklı kurallar geçerlidir.
- Eyalet Gelir Vergisi: Bazı eyaletler (örneğin Florida ve Texas) gelir vergisi almazken, Kaliforniya gibi eyaletlerde oranlar oldukça yüksektir.
- Satış Vergisi (Sales Tax): Ürün veya hizmet satışı yapan şirketler için geçerlidir. Her eyaletin kendi oranı ve uygulaması bulunur.
- İstihdam Vergileri: ABD’de çalışan istihdam eden şirketlerin maaşlardan kesilen ve işveren katkısı içeren vergi türlerini ödemesi gerekir.
Vergi yükümlülüklerinizi anlamadan iş modelinizi kurmak veya finansal planlama yapmak, şirketinizin uzun vadede sağlıklı büyümesini engelleyebilir.
Şirket Türüne Göre Vergi Farklılıkları
Amerika’da kuracağınız şirketin hukuki yapısı, vergi yükümlülüklerinizi doğrudan etkiler. Bu nedenle LLC, C-Corp, S-Corp veya Sole Proprietorship gibi seçenekleri değerlendirirken vergi açısından farklarını bilmek gerekir.
- LLC (Limited Liability Company):
Esnek bir yapıya sahiptir. Tek kişi veya ortaklı olarak kurulabilir. Gelir doğrudan sahibine yansıtılır (pass-through taxation). Ancak yatırımcı çekmek isteyen start-up’lar için uzun vadede sınırlı kalabilir. - C-Corp:
Yatırım almayı planlayan girişimler için en uygun modeldir. Şirket ayrı bir tüzel kişilik olarak vergilendirilir. Ancak “çifte vergilendirme” (şirket karı + hissedar karı) riski bulunur. - S-Corp:
Sadece ABD vatandaşları tarafından kurulabilir. Yabancı kurucular için uygun değildir, ancak küçük ölçekli Amerikan girişimcileri için avantajlı bir modeldir.
Şirket türünüzü seçerken, büyüme hedeflerinizi, yatırım planınızı ve operasyonel modelinizi göz önünde bulundurmak, vergi yükünüzü optimize etmenizi sağlar.
Şirket Kurduktan Sonra Gerekli Vergi Belgeleri
Şirketinizi kurduktan sonra IRS (Amerikan Gelirler İdaresi) ve eyalet düzeyinde belirli kayıtları tamamlamanız gerekir. Bunlar arasında en önemlileri şunlardır:
- EIN (Employer Identification Number):
ABD’de faaliyet gösteren her şirketin alması zorunlu vergi kimlik numarasıdır. IRS web sitesinden ücretsiz olarak alınabilir. - Form 5472:
Yabancı ortaklı C-Corp şirketleri için zorunludur. Yabancı ortaklarla yapılan finansal işlemler bu formda beyan edilir. - Yıllık Vergi Beyanı:
Gelir düzeyine bağlı olarak yıllık beyan yapılmalıdır. LLC’ler için Form 1040 + Schedule C, C-Corp’lar için Form 1120 doldurulur. - Sales Tax Registration:
Ürün veya hizmet satışı yapan şirketlerin eyalet düzeyinde satış vergisi kaydı yaptırması gerekir.
Bu belgelerin zamanında ve doğru şekilde hazırlanması, IRS ile yaşanabilecek olası uyumsuzlukların önüne geçer.
Uluslararası Girişimciler İçin Çifte Vergilendirme Riski
Eğer Türkiye’de gelir elde etmeye devam ediyor veya iki ülke arasında ticari bağlantılarınız varsa, çifte vergilendirme konusu gündeme gelir.
Türkiye ile ABD arasında resmi bir “çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması” bulunmamaktadır. Bu durum, belirli gelir türlerinin hem Türkiye’de hem de ABD’de vergilendirilmesi anlamına gelebilir.
Bu nedenle, uluslararası gelir akışına sahip girişimcilerin, profesyonel bir muhasebe ve vergi danışmanlığı desteği alarak planlama yapması gerekir. Bu adım, hem maliyetlerinizi azaltır hem de yasal risklerin önüne geçer.
Start-up’lar İçin Vergi Teşvikleri ve Avantajlar
Amerika’da Ar-Ge veya teknoloji temelli start-up’lar için çeşitli vergi teşvikleri uygulanır. Bunların başında R&D Tax Credit (Araştırma ve Geliştirme Vergi Kredisi) gelir.
Yazılım geliştiren, ürün prototipleri üzerinde çalışan veya teknik yenilikler yaratan şirketler bu teşvikten yararlanabilir. Bu sayede Ar-Ge giderlerinin bir kısmı doğrudan vergiden düşülebilir.
Ayrıca Delaware veya Wyoming gibi eyaletlerde şirket kurmak, düşük yıllık işletme maliyetleri ve avantajlı vergi oranları nedeniyle tercih edilmektedir. Ancak seçilen eyaletin, şirketin fiilen faaliyet gösterdiği yerle uyumlu olması gerekir.
Bu yazımıza da göz atın: ABD’de Bireysel Gelir Vergisi Nedir?
Bir start-up’ın büyüme yolculuğunda yatırım almak veya “exit” (satış) planı yapmak, vergi stratejisi açısından ayrı bir önem taşır. Özellikle capital gains tax (sermaye kazancı vergisi) gibi unsurlar, şirket satışında önemli mali farklar yaratabilir.
Şirket hissedar yapısının doğru kurulması, yatırım anlaşmalarının belgelenmesi ve muhasebe sisteminin düzenli tutulması; hem yatırımcı güvenini artırır hem de olası vergisel riskleri azaltır.
Amerika’da bir start-up kurmak heyecan verici bir girişimdir. Ancak uzun vadeli başarı için vergi konularını, tıpkı iş fikriniz kadar ciddiyetle ele almanız gerekir. Şirket türü seçimi, eyalet bazlı vergi farkları, muhasebe düzeni ve IRS ile uyumlu raporlama süreçleri, işinizin sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahiptir.
Grape Law olarak, Amerika’da start-up kurmak isteyen girişimcilere şirket kuruluşu, vergi planlaması ve göçmenlik danışmanlığı alanlarında bütüncül destek sunuyoruz.
ABD’de işinizi güvenle kurmak ve büyütmek için bizimle info@grapelaw.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.
Uzman ekibimiz, Amerika’daki girişim yolculuğunuzda size en uygun hukuki ve stratejik çözümleri sunacaktır.
Kategoriler